Hatıralar,hatıralar...
Hatıralardan bahsetmek istiyorum bu kez.
Ruhumuzu sarıp sarmalayan, bazen bir kokuyla bazen bir şarkı
ile ortaya çıkan hatıralardan.
Her zaman her şeyin iyi yanını düşünürüm. Ve bir olay
yaşanmışsa mutlaka gerekli olduğu için yaşandığını düşünürüm. .hatalarında,
bizim ders çıkarmamız için var olduklarını düşünürüm. Evet her şeyi n iyi bir
yanı vardır derim ben. Bu yüzden bloğumun adını pembe gözlük dünyası koydum.
Aslında pembe gözlüklünün dünyası olacaktı o ama o kabul görmedi.
Mutsuzlaşmaya başladığım zaman, kötü hissetmeye başladığım
zaman, pembe gözlüğümü takarım ve mutlu olmaya başlarım. Biliyorum bu baya
bildiğiniz Pollyana olmak. Ama elimde değil. Tabi bunu abartmamaya çalışırım.
Her zaman pembe gözlükle dolaşmak iyi değil. Bunun farkındayım. Fazla
hayalperest olunur.
Arada bir o “acı gerçekler” ile yüzleşmek onlardan da almak
gerekir.
Örnek verecek olursam; ben kendi ailemden uzakta okuyorum.
Onlar Ankara’da bense İzmir’deyim. İlk başta çok üzülmüştüm buraya geldiğimde.
Ama sonradan pembe gözlüğümü taktım ve bazı şeyleri fark ettim. Bir kere burada
istediğim şekilde giyinebiliyorum, istediğim gibi rahat gezebiliyorum. En başta
burada deniz var. Benim gibi iç Anadolu da büyüyüp sadece tatillerde denize
gidip, denizi gören biri için çok güzel bir şey. Gülmeyin yani .JDaha fazlası da var
tabi. Ayaklarının üstünde durmak vb. Ben bunları pembe gözlüğümü taktığımda
keşfettim.
Bu basit bir örnekti belki de ama yeterli bir örnek olmuştur
umarım.
Hatıralara geri dönüş yaparsak. Benim gibi hayal gücünüz
yüksek ise uzak durun hatıralardan derim ben. Çünkü hatıraları önemsedikçe,
onlara değer verdikçe devamlı düşünüyor oluyorsunuz. Bu sefer hatıralar ile
yaşamaya başlıyorsunuz. Uzaklaşamayınca da sizi sardıkça sarar anılar. O zaman
çözüm bulmak gerçekten zor oluyor. Bu yüzden en baştan aklınızdan uzaklaştırmak
en iyisi olur.
Kabul ediyorum onlarsız da olmaz elbette. “Geçmişini
bilmeyen geleceğini hiç bilemez.” Sözü bence kesinlikle geçerli bir söz ve
burada da etkisini gösteren bir sözdür.
Düşünsenize, birisiyle bir şeyler yaşıyorsunuz, bir arkadaş olur, bir
sevgili olur, yıllar sonra sanki hiç olmamış gibi davranıyor o size. Ki bunu
yapanlar var biliyorum. Kendisi benim bir arkadaşım olur. Bu kötü bir şey. Ve
insanı gerçekten de çok kötü hissettiriyor. Kendinizi psikopat, şizofren filan
zannediyorsunuz.
Kısaca; anılarla da
yaşanmaz, onlar olmadan onların varlığı olmadan da yaşanmaz. Bizlere ders
verirler bence. Hatamızı anlarız onlar sayesinde. Belki pişmanlık yaratır ama o
pişmanlığı yaşamadan da daha iyisini başaramayız.
Yorumlar
Yorum Gönder