Hayat kesiti...



Bugün benim içimden geçen ne varsa, dışarı yansıtmak istediğim ne kadar duygu varsa hepsini okuyacaksınız.
Bu yazıyı rahatça yazabileceğim çünkü biliyorum ki herkes okumayacak. Belki kimse bilmeyecek demeyeceğim ama gene de herkes okumayacak işte.
Hayatımda kimi zamanlar vardır gerçekten gaza gelip tıpkı tipik Amerikalıların İngilizlerin söylediği gib f*** off demek istiyorum. Evet bunu demek istiyorum. Hem de bir kız olmama rağmen, bunu demek istiyorum. Belki bir kızın ağzına yakışmaz bunu da kabul ediyorum ama herkes şunu bilmeli ki kızlar da bir insan ve onlarında arada sırada da olsa küfretmeye hakları var. Evet ağzımıza yakışmıyor ama kimin ağzına yakışıyor ki?
Daha öncesinde  hangi arkadaşımdı hatırlamıyorum ama kendisinin hiç küfretmediğini söylemişti. Ve bir bayana da yakışmadığı. Yanlış söylemiş olmayayım ama galiba öyle bir şeydi. Yanlış hatırladıysam özür.
Kabul ediyorum bir bayanın ağzına yakışmaz. Ama kimi insanlar vardır çabuk sinirlenirler ve o sinir biriktikçe birikir. Kimseyi kırmak istemezsin ama gideremezsin hiçbir şekilde. Hoşlandığın, yapmaktan zevk aldığın sinirini gideren her ne varsa yapmışsındır ama geçmemiştir sinirin. İçinde bir yerlerde vardır o. Patlamaya hazır bomba. Kimi zaman ben de öyle oluyorum. Yaşamak istiyorum hayatı. Zevk alarak, dilediğimce. İstediğim gibi. Hatta olmasını istediğim gibi. Dileğim öyle büyük bir dilek ki olmuyor. Bir yanı olsa diğer bir yanı olmuyor. Tutmuyor hiçbir şey hiçbir şekilde.
Gerçekten dinlediğim müzik gibi olmak istiyorum, ritmik, kimi yerinde hareketli, kimi yerinde sakin… Sözler ise manalı derinden..

Be my mirror my sword and shield
                     Aynam, kılıcım ve kalkanım ol.
My missionaries in a foreign field
Misyonerlerim yabancı bir alanda.
For some reason I can not explain.
Açıklayamadığım bazı nedenler için,
Once you go there was never, never an honest word
Sen oraya gittiğinden beri asla, dürüst bir sözcük yok.,
That was when I ruled the world
Bu benim dünyayı yönettiğim zamandı.




Soft rock adı verilen bir müzik türü. Coldplay. İşte benim bu da. Coldplay in yarattığı gibi olmak istiyorum. Ne hüzünlü ne de çok eğlenceli. Ortada bir yerlerde işte. Çok mu şey istiyorum bugünlerde?
İstemek demişken de, derinden güvenebileceğim insanlar istiyorum artık. Zamanında çok sırtımdan vuruldum. Bu yüzden şüphe ile yaklaşıyorum insanlara. Mazur görsün artık herkes. Kusura da bakmasın hiç kimse bu saatten sonra bana yapılan her yanlış, tutulmayan her bir söz benim için olayı bitirir. O kişi olmadan da hayatıma devam eder. Yollarım çok rahatlıkla.
Hayatın bana getirilerinden biri oldu bu. İnsanları hayatımdan rahat çıkartırım. Benim basit bir hal halini aldı. Eskiden böyle değildi tabi. Başka insanları sık sık düşünür acaba sorusuyla karşı karşıya kalırdım. Ama artık kalmıyorum. Hiç acaba çıkarmasam mı? Üzülür mü çok? Onsuz olur mu ki? … artık sormuyorum bu soruları.
Bir arkadaşım bana; “Sen gerçekten güçlü birisin, öyle olmadığın zamanda da bunu gösterebiliyorsun ayakta durarak.” Demişti. İşte o zaman kendimin farkına vardım. İzmir’ e geldiğimde de bunu gördüm. Hasta olduğum vakitte bile kimseyi aramadım yanımda. Yanımda olanlar olur kabul ederim orası ayrı.
Neyse. Şu son günler. Kırgınım,kızgınım, duygusalım, kimi zamanda sinirliyim.
Hayata, arkadaşlarıma beni yalnız bıraktıklarından, hayaller konusunda yarım yamalak iş yapmamıza kırgınım. Yanımda olmasını istediğim arkadaşlarım var ama değiller yanımda. Biliyorum olmayı gerçekten isteyenler ama aralarda kilometreler olduğundan olamayanlar var. Ki hoş. Bazı şeyler sadece istemeye bakar ya… beni yalnız bıraktı hayat. Tek başıma durdum. Hayalim gerçekleşti, kendimi geliştirme fırsatım, ayakta durabilme gücüm var. Ama diyorum ya eksik, yanımda olmasını istediklerim yok.
İstediklerimizi gerçekleştirmek için önümüze çıkan şu basit engeller yok mu? Hani gerçekten onca engelin zorluğun yanında küçücük kalanlar var ya, işte onlardan bahsediyorum. Örneğin zaten imkan kısıtlı yurtta, hem konumu olsun hem bazı şeyler olsun zorluyor. Bari rahatça internete gireyim, beni rahatlatacak şeyleri yaşayım. Ama yok karşıma çıkar onlar. Biliyorum, abartılı hatta saçma… Ama elimde değil sinir oluyorum. Araştırmak istediklerim var, bilmek istediğim şeyler var. Gerçekten iyi şeyler… Ama yapamıyorum çünkü netim kötü. Sinir oluyorum.
Gerçekten hayat çok tuhaf. Her türlü duyguyu yaşıyorum. Belki yeteri kadar şey anlatamadım, az kaldı. Ama gerçekten bazı durumlar çok karışık, gün içerisinde gülerken ağlamaklı hale gelip sonra olayı duygusala bağlayıp ardından bir komediye, gülmelere, en sonda da drama bağlayabiliyorum olayı.
İşte hayatımdan kesit olan bir yazı size. Belki de başlığım bu olmalı.
Ayrıca bu devamlı değişen havalar da kendinize dikkat edin olur mu? Bayrama hasta girmeyin. 
Ha bir de son bir not, arkadaşımın blogunda yazdığı gibi(yazımı yayınlayabildikten sonra ancak açılan blog) gerçekten karmaşıktır hayat. sizi ne zaman ve nasıl bulacağı hiç belli olmaz. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Black Bird - Manga

Haikyuu! Azimli Bir Voleybolcunun Hikayesi

İki Kardeşin Öyküsü - Domestic Na Kanojo